Ana içeriğe atla

KARABUĞDAY GELECEKDE ARICILARA IŞIK...

ARICI-07
Türkiye’de ilk kez Konya’da üretilen, çölyak hastaları için umut, çiftçiler için ise yeni bir gelir kapısı olan karabuğday, diğer buğday çeşitlerinin aksine çiçekli ve ballı bir bitki olması nedeniyle arıcılara da umut oluyor.
Konya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Ulvi Hafızoğlu, kaliteli bal üretiminin asli unsurunun çiçek olduğunu belirtti. Orta Anadolu’da arıcıların haziran ve temmuz aylarında çiçek bulmakta zorlandığını ifade eden Hafızoğlu, dünyada yaygın olarak üretilen fakat Türkiye’de ilk kez Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’nde üretimine başlanan karabuğdayın çiçek sorununa çare olabileceğini söyledi.
Karabuğdayın doğada çiçeğin olmadığı dönemde çiçeklendiğini ve 90 günlük ömrünün 45 gününde çiçek açtığını anlatan Hafızoğlu, şunları kaydetti: ”Karabuğday doğada çiçek olmayan bir dönemde yapay bir mera olarak karşımıza çıkıyor. Ballı bir bitki olması nedeniyle arıcılık için önemli bir bitki. Özellikle bu bölgedeki arıcılarımız çiçek bulamama nedeniyle arılarını çiçeğin çok olduğu bölgelere taşımak zorunda kalıyorlardı. Artık taşımayacaklar ve ekstra nakliye ücretlerinden kurtulacaklar. Kışa hazırlık döneminde tabii bir çiçekten nektar alan arılar kışlık yavrulamalarını ve bal stoklarını rahatça yapabilecekler.”
Diğer ballara göre daha pahalı
Hafızoğlu, dünya genelinde yapılan uygulamaları incelediklerini, araştırmalarına göre 4 dekar karabuğday ekili alanda yapılan arıcılıktan 60-70 kilogram bal hasadı yapıldığını gördüklerini dile getirdi.
Karabuğday çiçeğinden elde edilen balın dünya borsalarında diğer ballara göre daha pahalı olduğunu aktaran Hafızoğlu, şöyle devam etti: ”Bal üreticileri meralar oluşturup karabuğday ekerlerse, kendilerine önemli bir kaynak sağlayabilirler. Karabuğday pahalı bir buğday çeşidi. Belki her arıcımız bunu ekemez ancak eken çiftçilerle anlaşarak arılarını karabuğday ekili alanlara yerleştirebilirler. Böylece bir nebze de olsa çiçek sorunundan kurtulabilirler. Şu anda Konya’da yılda 1000 ton bal üretiliyor. Karabuğday doğada çiçeğin olmadığı bir dönemde yetiştiği için balda yüzde 40 rekolte artışı sağlayacak.”
Hafızoğlu, karabuğdayda bulunan ”rutin” maddesinin kalp-damar ve kanser hastalıklarına iyi geldiğini, bu üründen elde edilecek balın da kalp-damar hastaları için takviye bir besin kaynağı olabileceğini sözlerine ekledi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NOSEMA VE ARI HASTALIKLARINDA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bu yıl sıcak birazda kurak bir sonbahar mevsimi yaşamaktayız.Bunun avantajlarını görmek oldukça güzel.Çünkü;Arılarda yavru çıkarma hızı tüm hızıyla devam ediyor.Arıları iyice sıkıştırarak 4-6 çıta aralığında daralttık.Ayda iki üç kez toz vitamin-sıvı polivit (Çocuk vitamini)  ve antibiyotik  destekli şurub veriyorum. Çünkü;Arılarda nosema ve buna bağlı sindirim sistemi ağırlıklı hastalıklar güz yada erken ilk bahar döneminde kovanın sönmesine yol açar.Arıcı bu hastalığa ''gidip dönmez ''hastalığı adını koymuş.Değerli arıcılar; Bal mevsiminde yada bal hasat edeceğiniz zamanda kimyasal kökenli ve antibiyotik ilaçlar kullanmayınız.Bu tür ürünler,balda kalıntıya yol açar.Sattığınız bal tahlile giripde antibiyotik,yada kimyasal akıntı çıkarsa cezası oldukça ağır olur.15-20.000 gibi cezalara maruz kalabilirsiniz.Ancak,bal mevsiminiz bitmişse arılardan bal hasat etmeyecekseniz,Bu yukarda isimlerini yazdığım ürünlerden 50 kg şeker için 100 gr toz vitamin,2 adet polivit...

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde ...

DEVAM EDİYORUZ...

Değerli dostlar,eskisi kadar çok olmasada, mübelasız sakin arıcılığa devam ediyoruz.Arılarımız sıkıntısız dersek zor... Yabani domuzlar,rahatsız ediyor.Sanki ayılar öğretti,onlara...Değil,iki bacaklı ayılar varya,hastalıklı  mumlu çerçeveleri sağa sola atan,kendisi arıcı olamayan,ama geçinenler...Sağa sola bıraktıkları mumlu çıtaları yemeye alışan domuzlar,Orman içinde çıta kokusunu,arı kokusunu alınca gelip arılıklara zarar veriyorlar.Kovanları deviriyorlar.Kabaklarını burunlarıyla açıyorlar.Arılara zarar veriyorlar.Öyle olunca uyarıcı şeritler çektik.Kovan kapaklarını vidaladık.Şimdilik bir nebze uzaklaştırdık... Bu yıl mevsim çok kurak,sert geçti.Güz yağmurlarını yeni aldık.Ballı,polenli güz bitkileri kışa girerken anca açıyor.Bakalım arılara katkısı,yavru ve bal bakımından olacak mı? Bende beklemedeyim. Artık ağır kovanlardan vaz geçtik.8 çıtalı kovanlarla çalışıyorum.2 yıldır kullanıyorum.Ağaç değil.18 mm kavak kontrasından kendim yaptım.Tabanlarınıda 6 li plastik taban kullan...