Ana içeriğe atla

ARILARA VERİLEN EMİR...




Bal arıları “Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uç. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.” (Nahl Suresi 68- 69 ) ayetinde haber verildiği gibi varlıkları insanlar için son derece önemli canlılardır. Bu canlıların insanlara şifa olan bal dışında bir diğer faydasını Hırvat araştırıcılar bulmuştur. Bal arıları, kara mayınlarını koklayarak yerlerini tespit edebilirler. İnsanlığın baş edilmesi en zor sorunlarından biri olan kara mayınları, arıların sahip olduğu koku alma özellikleri vesilesiyle çok kolay bir biçimde temizlenebilecektir.



Arıları eğitmek için yemeklerine koku maddesi katmak gibi kolay bir yöntem benimseyen araştırıcılar, şeker solüsyonuna az miktar TNT patlatıcı katmışlardır. Arılar yaklaşık beş dakika gibi kısa bir süre içinde bu solüsyonu arayıp bulacak ve TNT kokusunu tespit edecek yeteneğe sahiptirler. Mayınları tespit etmek için eğitilen arılar doğaya bırakıldığında, ısı algılayıcı kameralar arıların hareketlerini takip ederek bu canlıların yoğunlaştıkları bölgelerde mayının gömülü olduğunu anlayacaklardır. 1991’den bu yana 2500 insanın ölümüne yol açan yaklaşık 90 bin mayının arıların koklama yeteneği sayesinde temizlenebileceği umulmaktadır.



Arıların koklama yetenekleri köpeklerden bile çok daha güçlüdür. Bu canlıların koku alma organları antenlerinin üzerinde bulunur. (Böceklerin koku alma organları insanlardaki gibi solunum delikleri içinde yer almaz. Solunum delikleri başlarında değil vücutlarının başka bölgelerinde bulunur.) Anteninin içine doğru beyninden gelen koklama sinirleri uzanır. Ancak bu sinirler koku maddeleriyle doğrudan temas etmezler. Çünkü böceklerin vücudu antenler de dahil olmak üzere kabuk ile kaplıdır.

Arı antenlerinin üzerinde pek çok delik vardır. Beyinden gelen koklama sinirleri bu deliklerin içinde son bulur. Ancak bu deliklerin üzeri özel bir zarla kaplıdır ve sinir uçlarını korumaya yarar, buna rağmen kokuyu geçirebilme özelliğine sahiptir. Bu deliklerin arası ise incecik tüylerle kaplıdır. Bunlar arının duyum tüyleridir. Havadaki en küçük moleküllerin kokusunu bile alabilecek şekilde ve sayılamayacak kadar çok koku alıcılarından oluşan bu duyu organları vesilesiyle arılar metrelerce öteden koklayarak bir çiçeğin sahip olduğu özü, polen taşıyıp taşımadığını, aromasını ve 100 tip çiçek parfümü arasındaki farkı kolaylıkla ayırt edebilirler. Arıların bu özelliği bilim dünyasında patlayıcı, uyuşturucu madde, uranyumun aranması, hamile kadınları ve kanser hastalığını bile tespit etmekte kullanılmıştır. Mayın tarama da bu yeteneğin bir başka boyutu olacaktır.

Tüm canlıları Allah yaratmıştır. Allah, insanların üzerinde düşünmeleri için örnekler var eder. Akıl sahibi her insanın yapması gereken, düşünmek ve vicdanının sesini dinleyerek gördüğü her güzellikte Allah’a yönelmektir. Çünkü Allah bağışlayandır, sonsuz adalet sahibi olandır. Allah Kuran’da iman eden kullarını şöyle müjdelemektedir:

“Rabbiniz, sizin içinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz salih olursanız, şüphesiz O da, (kendisine) yönelip dönenleri
bağışlayıcıdır.” (İsra Suresi, 25)


Yorumlar

  1. değerli hocam araştırdıkça arıların bilinmeyen daha nice yönleri bulunacak herhalde,kolaylıklar diliyorum sizede

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NOSEMA VE ARI HASTALIKLARINDA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bu yıl sıcak birazda kurak bir sonbahar mevsimi yaşamaktayız.Bunun avantajlarını görmek oldukça güzel.Çünkü;Arılarda yavru çıkarma hızı tüm hızıyla devam ediyor.Arıları iyice sıkıştırarak 4-6 çıta aralığında daralttık.Ayda iki üç kez toz vitamin-sıvı polivit (Çocuk vitamini)  ve antibiyotik  destekli şurub veriyorum. Çünkü;Arılarda nosema ve buna bağlı sindirim sistemi ağırlıklı hastalıklar güz yada erken ilk bahar döneminde kovanın sönmesine yol açar.Arıcı bu hastalığa ''gidip dönmez ''hastalığı adını koymuş.Değerli arıcılar; Bal mevsiminde yada bal hasat edeceğiniz zamanda kimyasal kökenli ve antibiyotik ilaçlar kullanmayınız.Bu tür ürünler,balda kalıntıya yol açar.Sattığınız bal tahlile giripde antibiyotik,yada kimyasal akıntı çıkarsa cezası oldukça ağır olur.15-20.000 gibi cezalara maruz kalabilirsiniz.Ancak,bal mevsiminiz bitmişse arılardan bal hasat etmeyecekseniz,Bu yukarda isimlerini yazdığım ürünlerden 50 kg şeker için 100 gr toz vitamin,2 adet polivit...

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde ...

DEVAM EDİYORUZ...

Değerli dostlar,eskisi kadar çok olmasada, mübelasız sakin arıcılığa devam ediyoruz.Arılarımız sıkıntısız dersek zor... Yabani domuzlar,rahatsız ediyor.Sanki ayılar öğretti,onlara...Değil,iki bacaklı ayılar varya,hastalıklı  mumlu çerçeveleri sağa sola atan,kendisi arıcı olamayan,ama geçinenler...Sağa sola bıraktıkları mumlu çıtaları yemeye alışan domuzlar,Orman içinde çıta kokusunu,arı kokusunu alınca gelip arılıklara zarar veriyorlar.Kovanları deviriyorlar.Kabaklarını burunlarıyla açıyorlar.Arılara zarar veriyorlar.Öyle olunca uyarıcı şeritler çektik.Kovan kapaklarını vidaladık.Şimdilik bir nebze uzaklaştırdık... Bu yıl mevsim çok kurak,sert geçti.Güz yağmurlarını yeni aldık.Ballı,polenli güz bitkileri kışa girerken anca açıyor.Bakalım arılara katkısı,yavru ve bal bakımından olacak mı? Bende beklemedeyim. Artık ağır kovanlardan vaz geçtik.8 çıtalı kovanlarla çalışıyorum.2 yıldır kullanıyorum.Ağaç değil.18 mm kavak kontrasından kendim yaptım.Tabanlarınıda 6 li plastik taban kullan...