Ana içeriğe atla

PROPOLİS VE ÖZELLİKLERİ



  •  Propolis'in diş sağlığı, deri hastalıkları, sindirim sistemi sorunlarıyla ilgili kullanımları vardır. Pek çok zararlı bakteri ve mantar çeşidini engelleyen özelliktedir. Çok güçlü antibiyotik etkisiyle öne çıkar.




  • Anti-bakteriyel, anti-fungal(mantar), anti-viral, ateş düşürücü, antiseptik ve kolesterol düşürücüdür. Gözün yüksek basıncını azaltır.Soğuk algınlığına iyi gelir. Ağız içi sağlığı ve sindirim sorunlarının giderilmesi için kullanılır. İçeriğindeki flavonoid oranı yüksektir. Flavonoidler bilindiği gibi en güçlü antikoksidanlardandır. Propolisin araştırmalar sonucu belirlenmiş bazı faydaları şöyledir:




  •  




  • Yaraların iyileşmesini 4 kata kadar hızlandırır.




  • 100 kata kadar antibiyotik etki içerdiği tesbit edilmiştir.




  • Çok güçlü antioksidandır.




  • Kronik bronşit ve bronşiyal astıma karşı etkin çözümdür.




  • Diş eti iltihabı ve ağız içi ve gırtlak enfeksiyonlarını giderir.




  • Diş abselerine, çürüklere, ağız kokusuna karşı kullanılır.




  • Diş beyazlatılmasına yardımcı olur.




  • Sedef hastalığına iyi gelir.




  • Deri enfeksiyonlarını giderir.




  • Mantar ve zor öldürülen bakteri çeşitlerini engeller.




  • Soğuk algınlığına iyi gelmektedir.




  • Solunum enfeksiyonlarında; faranjit, kronik bronşit, nezle, burun iltihabı hastalıklarında etkin çözümdür.




  • Şampuana katıldığında saç sağlığına ve kepeğe karşı faydalıdır.




  • Sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir.(Bağırsak Paraziti, ülser, mide iltihabı..vs)




  • Kulak enfeksiyonlarına devadır.(İç kulak- dış kulak iltihapları, akut kulak rahatsızlıkları)




  • Bağışıklık sistemi bozukluklarını düzeltir.




  • İltihaplanmaların her türüne faydalarıdır.(Vajina-uterus, aseptik necrosis, iltihaplanmış yaralar.. vs.)




  • Tüberküloza denenmiş devadır.




  • Ülserlilere super etkin devadır.




  • Akut ve kronik kolite çözümdür.




  • Her gün bir kaç kez Propolis ekstarktı ile gargara yapıldığında, plak oluşumunu önler.




  • Bileşik etkiler:




  • Propolisin tedavi edici özellikleri üzerine yapılan çalışmaların çoğu içerdiği fenolik bileşenler üzerine yoğunlaşmıştır (Flavanoidler ve kafeik asit esterleri gibi fenolik bileşikler). Araştırmalar, propolisin içerdiği aktif bileşeni izole edip etkisini test etme üzerinedir. Research has tended to isolate and test single substances in propolis. Fakat, propolisde çok sayıda bileşen bulunması nedeniyle oluşan bileşik etki, herbir bileşenin tek başına oluşturduğu etkilerin toplamından daha fazladır. Çalışmalar, propoliste bulunan flavanoidlerin etkili anti-bakteriyal aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir, fakat izole edilip ayrılan flavanoidler, propolis ekstraktına göre daha düşük aktivite göstermiştir. Propolisin, bazı antibiyotiklerle bileşik etki gösterdiği gözlenmiştir. Bazı durumlarda, bakteri ve maya üzerindeki etkileri 100 kat artmıştır.  Antibiyotik dirençli Staphylococcus ırklarında, propolis ile birlikte alınan antibiyotiklerin, bu direnci kırdıkları gözlenmiştir.




  •  




  • Anti-Kanser Etkiler:




  • Propolisin etanol ekstraktının karaciğer ve mesanedeki kanserli hücreleri dönüşüme uğrattığı ve gelişmelerini önlediği bulunmuştur. Bu hücre öldürücü etkiyi sağlayan maddeler, propolisten izole edilen quercetin, kafeik asit ve clerodane diterpenoiddir. Clerodane diterpenoid, tümör hücrelerine karşı seçici bir öldürücü etki gösterir.Propolisin, ayrıca, yumurtalık kanseri hücrelerini ve  hücre bölünmesini durdurucu etkileri olduğu bulunmuştur. Ayrıca, göğüs, cilt, kolon ve böbrek kanseri hücreleri gibi insan  tümör hücre kültürleri üzerinde öldürücü etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu etkileri oluşturan bileşenin kafeik asit fenetil ester olduğu belirlenmiştir.Propolisden izole edilen Artepillin C, insan mide kanseri hücreleri, insan gırtlak kanseri hücreleri  kolon kanseri hücreleri üzerinde hücre öldürücü etki göstermiştir. Kafeik asit esterlerinin tümör oluşumunu kimyasal olarak engellediği görülmüştür. Bu etki, kanserli hücrelerin gelişimini sağlayan genler üzerindeki seçici toksik etki ile gerçekleşmektedir.




  •  




  • Antioksidan Etkiler :  Propolis içerisinde yoğun olarak bulunan flavanoidler, çok güçlü antioksidanlardır. Antioksidanlar, serbest radikalleri sönümleme özelliğine sahiptirler, böylece lipidleri korurlar ve C vitamini gibi diğer bileşiklerin oksitlenmesini ve yıkılmasını engellerler.




  •  




  • Kalp-Damar Etkileri : Yoğunlaştırılmış propolis ekstraktının, kan basıncını düşürdüğü, sakinleştirici etki yarattığı ve serum glikoz oluşumunu sağladığı bulunmuştur. Propolisde bulunan dihidroflavanoidlerin kılcalları kuvvetlendirdiği ve antihiperlipidemik aktivite oluşturduğu belirlenmiştir. Ayrıca, propolisin, karaciğeri alkole ve tetraklorüre karşı koruduğu tespit edilmiştir.




  •  




  • Propolisin  antikor oluşumunu tetiklediği ortaya konmuştur. Bir ABD-Polonya ortak çalışması sonucunda , antikor üreten dalak hücrelerinde, kontrol hücrelerine göre 3 kat daha fazla antikor üretildiği bulunmuştur. 24 saat sonra enjekte edilen 2. doz sonrasında etki daha da artmış, fakat daha ileriki dozlarda etki azalmıştır.




  •  




  • Anestezik Etkileri : Propolis ve bazı bileşenleri anestezik etki göstermektedir.  Yapılan deneyler sonucunda, propolisin, kokainden 3 kat, prokainden ise 52 kat daha güçlü anestezik etkiye sahip olduğu ortaya konmuştur. Anestezik etkinin, propolisteki, pinocembrin, pinostrobin ve kafeik asit esterleri sayesinde gerçekleştirildiği belirlenmiştir.




  •  




  • Cilt Hastalıklarına Etkileri:Propolisin, mantar ve athlete’s foot gibi cilt hastalıklarından sorumlu olan maya ve mantarları etkili bir şekilde engellediği belirlenmiştir. Bu organizmalara karşı etki gösteren propolis bileşenleri, flavanoidler ve kafeik asit türevleridir.Bu anestezik etki, propolisin neden yüzyıllardır boğaz ağrısı ve ağız yaralarının tedavisi için kullanıldığını açıklamaktadır. Dişçilik alanında propolisin anestezik malzeme olarak kullanımı Avrupa’da patentlenmiştir.




  •  




  • Bağışıklık Sistemine Etkileri : Yapılan deneylerde propolisin immün tepkiyi tetiklediği belirlenmiştir. Yakın zamanda Japon araştırmacılar, propolis ekstraktının, insanda, bağışıklık fonksiyonlarına bağlı olarak makrofaj aktivasyonu sağladığını göstermişlerdir. Propolis sitokinleri oluşturan bağışıklık hücrelerini aktive eder. Bu sonuçlar propolisin anti-tümör etkisini açıklamaya büyük ölçüde yardımcı olur.




  • Propolis'in İçeriği:




  • Propolis, reçineli ve mum kıvamında olan, arılar tarafından ağaçların tomurcuk ve kabuklarından toplanan bir maddedir. Rengi ve fiziksel özellikleri kaynağına göre değişmekte ve kovanda arılar tarafından çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. Arı kovanı ve aynı zamanda insan ve hayvan sağlığı için de son derece önem taşımaktadır.




  •  




  • Propolis'in Kaynakları:




  • Bitki salgıları




  • Pinus spp.(Çam)' nin reçineleri




  • Betula spp.(Huş)




  • Populus spp.(Kavak)




  • Aesculus hippocastanum (At kestanesi)




  • Salix spp.(Söğüt)




  • Alnus spp.(Kızılağaç)




  • Abies spp.(Göknar)




  • Prunus spp.(Erik)




  • Ulmus spp.(Karaağaç)




  • Quercus spp.(Meşe)




  • Fraxinus excelsior (Dişbudak) vs.




  • Propolis, bal ve yağ ile karıştırıldığında dış yaralar için mükemmel bir pomat oluşturur. Bu ürünün antiromatizmal etkisi de saptanmıştır. Propolis, içerdiği sağlık yönünden çok önemli aktif maddeler nedeniyle genel vücut direnci ve sağlığının korunmasında ve alternatif tedavide gittikçe daha çok yer bulan emsalsiz bir maddedir.




  •  




  • Propolisin Tarihçesi 




  • Propolis insanoğlu tarafından binlerce yıldır kullanılmaktadır. Günümüzde ise artan bir popularlik kazanmıştır. Arılar propolisi milyonlarca, insanlarsa binlerce yıldır kullanmaktadır. Arılar ve insanoğlu propolisi yararlı ve faydalı bulmaktadır. İnsanlık için bu reçinemsi yapının keşf edilen yararları henüz çok az kalmaktadır.Propolis geçmiş dönemlerden beri çeşitli amaçlarda özellikle tıpta kullanılmaktadır. Eski yunan yazıtları bu maddeyi iltihaplanan yaralar ve çürükler için kür olarak tanımlarken Roma’da yara üzerine konulan lapa benzeri karışımın yapımında pratisyenler tarafından kullanılmaktadır. İbranice eski vasiyetnamelerde tzori olarak geçmektedir ve terapetik özellikleri ile anılmaktadır. Avrupa’daki 12 yy kayıtları propolisin medikal preparatlarının ağız ve yara enfeksiyonlarının tedavisi ve diş sağlığı için kullanımından bahseder.




  • Özellikleri




  •  




  • Propolisin güçlü antimikrobiyal aktivitesinden dolayı, propolis doğal antibiyotik olarak bilinir. Yapılan birçok sayıda araştırma da propolisn yüksek antimikrobiyal olduğunu göstermiştir. Propolisin MRSA da dahil olmak üzere 21 tür bakteri üzerinde, 9 tür mantar üzerinde, Giardia’nın da dahil olduğu 3 protozoa türü üzerinde ve Herpes ve Influenza’nın da dahil olduğu geniş yelpazeli virüsler üzerinde inhibitör etkisi bulunmuştur.Bunların dışında ayrıca propolisin geniş ölçüde tedavi edici özellikleri vardır. Bu özellikler arasında antikanser etki, antioksidan etkis, yara kapama ve doku tamir etkileri, sindirim sistemi etkileri, deri enfeksiyonları etkisi, anti,-inflamatory etki, anastezik etki, bağışıklık sistemi etkileri, kalp-damar sistemi etkileri ve diş sağlığı etkisidir.Propolis içerisindeki flavanoid seviyesinin yüksek olmasından dolayı, bu ürün insanlarda oksijen radikallerine karşı yakalayıcı olarak görev görür. Ayrıca ilginç olarak vitamin C’nin okside olarak zarar görmesini engeller.Klinik çalışmalar propolisn bronşit ve benzeri rahatsızlıkların, influenza ve herpes, deri mantarları, diş ve diş eti rahatsızlıklarında, ülser, yanık ve abselerde, kulak enfeksiyonlarında, giardi ve kolitde, vajinal ve servikal rahatsızlıklarda etkili olduğunu göstermiştir.




  • Propolis ve propolisli ürünlerin kontaminasyon ve kısa raf ömürlülüğü gibi problemleri olmamaktadır. Bu durum propolisin antioksidan ve antimikrobiyal özelliklerinden dolayıdır.



  • ARICI-07
    Not:Bu yazı:http://www.arıdünyası.com.tr adresinden alınmıştır.

    Yorumlar

    Bu blogdaki popüler yayınlar

    ARI ISLAHI NASIL YAPILIR

    ARICI-07 A G Arı ıslahı ve seleksiyon GENLERİN ETKİSİ Genlerin 2 türlü etkisi vardır. 1-Toplamalı gen etkisi 2-Toplamalı olmayan gen etkisi a)Dominas etkisi b)Epistasi etkisi gibi a)Dominas etkisi:Aynı fokustaki genlerin birbirine etkisidir. b)Epistasi:Farklı fokustaki genlerin birbirine etkisidir.ıslahta daha çok toplamalı etkilerden yaralanırız. BAL ARILARINDA ISLAH KONUSU ÖZELLİKLERİ 1-Yüksek bal,polen,süt,propolis,mum ve zehir verimi 2-Sakin davranışı 3-Hastalık ve haşarelere dayanıklılık 4-Isı değişikliliklerine dayanıklılık 5-Az oğul verme eğilimi 6-Yüksek döl verimi kabiliyeti 7-Bulunduğu bölgeye kolay adapkasyon DAMIZLIK SEÇMEDE FENOTİPİN ÖNEMİ Fenotip:ölçülerek katılarak gözlenerek belirlenebilen özelliktir.Örnek;10 kg bal verimi,6km uzaklığa uçabilme yeteneği,sarı halka genişliği,siyah keçe kuşak genişliği gibi Damızlık seçer iken fenotip veriler bizim işimizi kolaylaştırır.Örnek;10 kg bal verimli yerine 20 kg bal verimliliği tercih ediniz.Kısa hortum

    ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

    Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde özellikle Avrupa Birliği

    ARI SOKMASI VE KORUYUCU TEDBİRLER...

      Arı sokması sokulan bölgede görülen lokal reaksiyon ile vücutda görülen genel reaksiyon olmak üzere ikiye ayrılır.Lokal reaksiyonda arının soktuğu bölgede kızarıklık veya şişlik oluşur.Buna bağlı kaşınma ortaya çıkabilir.Genel reaksiyonda ise vücudun tümü üzerinde genel bir tepki reaksiyonu ortaya çıkar.Bu sırada;solunum güçlüğü,karın ağrısı,kusma çarpıntı ve baygınlık olabilir.Boğaz kaslarının gerilmesi ile solunum zorluğu oluşabilir.Hatda hasta boğulabilir..Bu olaya''Anaflaksi'' denir.Diğer bir deyişle ''anaflaktik şok'' adıda verilir. Arı sokması sokulan yerin şişmesine neden olur. Bu da insana acı verir ve sinirli yapar. Sokan arıların çokluğuna göre, miskinlik, başağrısı, titreme, kaşıntı gibi reaksiyonlar da görülebilir.   Arı zehirinin kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Bu zehir kokusunun yayılması diğer arıları da hırçınlaştırır. Eğer bir arı soktuğunda gerekli önlemler alınmazsa, aynı yerden başka arılar da sokmaya çalışır. Onun için