Ana içeriğe atla

ARI SOKMASI VE KORUYUCU TEDBİRLER...


  1.  Arı sokması sokulan bölgede görülen lokal reaksiyon ile vücutda görülen genel reaksiyon olmak üzere ikiye ayrılır.Lokal reaksiyonda arının soktuğu bölgede kızarıklık veya şişlik oluşur.Buna bağlı kaşınma ortaya çıkabilir.Genel reaksiyonda ise vücudun tümü üzerinde genel bir tepki reaksiyonu ortaya çıkar.Bu sırada;solunum güçlüğü,karın ağrısı,kusma çarpıntı ve baygınlık olabilir.Boğaz kaslarının gerilmesi ile solunum zorluğu oluşabilir.Hatda hasta boğulabilir..Bu olaya''Anaflaksi'' denir.Diğer bir deyişle ''anaflaktik şok'' adıda verilir.Arı sokması sokulan yerin şişmesine neden olur. Bu da insana acı verir ve sinirli yapar. Sokan arıların çokluğuna göre, miskinlik, başağrısı, titreme, kaşıntı gibi reaksiyonlar da görülebilir. 

    Arı zehirinin kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Bu zehir kokusunun yayılması diğer arıları da hırçınlaştırır. Eğer bir arı soktuğunda gerekli önlemler alınmazsa, aynı yerden başka arılar da sokmaya çalışır. Onun için arı soktuğunda arılıktan uzaklaşıp sokulan yeri yıkamak gerekir. 



    Sokulma sırasında yapılacak ilk iş arı iğnesinin deri dibinden sert bir cisimle bastırılmadan veya tırnağın sert yeriyle çıkarılması olmalıdır.Bunun yanında arı sokmasına karşı alerjisi ve rizikosu olanlar,vücutlarında gözlerinde çok şişme olanlar antihistaminik ilaçlardan bir tablet arılığa gelmeden arı sokmadan içilmelidir.Bunun yanında steroid kremde sürülerek ilk müdahale yapılır.Ancak vücutlarında şiddetli reaksiyon oluşanlar tıbbi müdahale ile kontrol altına alınmalıdır.
    Arıcılığa yeni başlayanlarda sadece lokal alerji görülüyorsa(Kızarıklık-kaşınma ve sokma bölgesinde şişme) bu kişilerin bir ilaç kullanmadan arı zehrine karşı vücutlarının hızla bağışıklık kazanmasını sağlar.Sık sık sokulan insanlarda hiç bir etki oluşmaz.Aşırı duyarlılığı olanlar arıya bakmadan eldiven ve maske giymeden bir antihistaminik tablet alırsa arı sokmasının etkisi çok aza inecek risk azalacaktır.Ancak antihistaminik tabletler aşırı uyku hissi vereceği için gece araç kullananlar bu tabletlerden uzak durmalıdır.
    Arı zehri tehlikeli olduğundan daha fazla faydası olan koruyucu bir antibiyotikdir.Bu açıdan arıcılık yapanlar direç bakımından normal insanlara göre daha az girip nezle gibi hastalıklara karşı hastalığı daha hafif yaşarlar...
    Bu günkü yazı dizimizde arı sokması ve koruyucu tedbirleri işledik..Kalın sağlıcakla...

    Arı SokmasıYaz aylarında başımıza gelebilecek tatsız sürprizlerden biri de arı sokmalarıdır. Arı sokmasının verdiği rahatsızlık kişiden kişiye değişir. Neyse ki hayati tehlike oluşturabilen ciddi reaksiyonlar nadiren görülür.

    Arı Sokan Kişide Neler Görülür?

    Genellikle arının iğnesiyle verdiği zehir, o bölgede basit bir bölgesel reaksiyona yol açar. Ağrı, şişlik, kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık oluşur. Ağrı birkaç saatte geçer, şişlik ise genellikle ertesi gün kaybolur.
    Nadiren ciddi sistemik reaksiyonlar görülür. Bu durumda, vücudun farklı yerlerinde döküntü, kızarıklık, şişlikler olabilir. Bulantı, kusma, baş dönmesi, nefes almada zorluk ortaya çıkar. Kan basıncının düşmesiyle kişi şok tablosuna girer. Bu acil bir durumdur ve arı sokmasından sonra birkaç dakika içinde görülür.

    Arı Sokması Sonrası Ne Yapılmalı?

    Öncelikle, arının iğnesini biran önce çıkarmak doğru olur. Bunu tutup çekerek değil, kredi kartı gibi künt kenarlı bir cisimle cildi kazıyarak yapmak tercih edilmelidir.
    Yara su ve sabunla yıkanır.
    Buz uygulaması vücudun vereceği alerjik reaksiyonu azaltacaktır. Çocuğun izin verdiği ölçüde yarım saate kadar buz uygulanabilir.
    Yara yerine karbonatlı su sürülebilir.
    Duruma göre ağrı kesiciler veya antihistaminik türü alerji ilaçları yararlı olabilir.
    Eğer; 
  2. Çocuğu çok sayıda arı sokmuşsa
  3. Önceden arı sokması sonucu ciddi alerjik reaksiyon geçirmişse
  4. Arının soktuğu yer ağız veya burnun içiyse, hemen acil servise başvurmak gereklidir

ARICI-07

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NOSEMA VE ARI HASTALIKLARINDA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bu yıl sıcak birazda kurak bir sonbahar mevsimi yaşamaktayız.Bunun avantajlarını görmek oldukça güzel.Çünkü;Arılarda yavru çıkarma hızı tüm hızıyla devam ediyor.Arıları iyice sıkıştırarak 4-6 çıta aralığında daralttık.Ayda iki üç kez toz vitamin-sıvı polivit (Çocuk vitamini)  ve antibiyotik  destekli şurub veriyorum. Çünkü;Arılarda nosema ve buna bağlı sindirim sistemi ağırlıklı hastalıklar güz yada erken ilk bahar döneminde kovanın sönmesine yol açar.Arıcı bu hastalığa ''gidip dönmez ''hastalığı adını koymuş.Değerli arıcılar; Bal mevsiminde yada bal hasat edeceğiniz zamanda kimyasal kökenli ve antibiyotik ilaçlar kullanmayınız.Bu tür ürünler,balda kalıntıya yol açar.Sattığınız bal tahlile giripde antibiyotik,yada kimyasal akıntı çıkarsa cezası oldukça ağır olur.15-20.000 gibi cezalara maruz kalabilirsiniz.Ancak,bal mevsiminiz bitmişse arılardan bal hasat etmeyecekseniz,Bu yukarda isimlerini yazdığım ürünlerden 50 kg şeker için 100 gr toz vitamin,2 adet polivit...

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde ...

DEVAM EDİYORUZ...

Değerli dostlar,eskisi kadar çok olmasada, mübelasız sakin arıcılığa devam ediyoruz.Arılarımız sıkıntısız dersek zor... Yabani domuzlar,rahatsız ediyor.Sanki ayılar öğretti,onlara...Değil,iki bacaklı ayılar varya,hastalıklı  mumlu çerçeveleri sağa sola atan,kendisi arıcı olamayan,ama geçinenler...Sağa sola bıraktıkları mumlu çıtaları yemeye alışan domuzlar,Orman içinde çıta kokusunu,arı kokusunu alınca gelip arılıklara zarar veriyorlar.Kovanları deviriyorlar.Kabaklarını burunlarıyla açıyorlar.Arılara zarar veriyorlar.Öyle olunca uyarıcı şeritler çektik.Kovan kapaklarını vidaladık.Şimdilik bir nebze uzaklaştırdık... Bu yıl mevsim çok kurak,sert geçti.Güz yağmurlarını yeni aldık.Ballı,polenli güz bitkileri kışa girerken anca açıyor.Bakalım arılara katkısı,yavru ve bal bakımından olacak mı? Bende beklemedeyim. Artık ağır kovanlardan vaz geçtik.8 çıtalı kovanlarla çalışıyorum.2 yıldır kullanıyorum.Ağaç değil.18 mm kavak kontrasından kendim yaptım.Tabanlarınıda 6 li plastik taban kullan...