Ana içeriğe atla

ARI ÜRÜNLERİ


  • POLEN : Bitkilerin döllenme dönemlerinde geliştirdikleri içerisinde kesecikler bulunan erkek döllenme hücrelerine polen veya çiçek tozu denir.Arılar özellikle ilkbahar mevsiminde bal toplarken ayaklarına yapışan polenleri kovanlara taşırlar ve petek gözlerine doldururlar.Polenin yüksek besin değeri anlaşıldıktan sonra kovanlara konulan çeşitli polen kapanları ile bu değerli besin toplanmakta ve temizlenip kurutulduktan sonra  tüketime sunulmaktadır.Polen alındığı çiçeğe göre farklı renk,koku,tat ve şekle sahiptir.Polenin bileşimini ortaya çıkartmak amacıyla yapılan araştırmalar sonucunda polende B1-B2-B3-B5-B6-A-H-E vitaminleri , çeşitli elementler ve bazı aminoasitler bulunduğu belirlenmiştir.Günümüzde insanalrın,kaynağı doğa olan ve bitkilerden elde edilen ilaçlara gösterdiği ilgi ve buna paralel olarakta birçok hastalığın tedavisinde bu tür ilaçların kullanımı giderek artmaktadır.Polen bu ilaçlarda kullanılan bitkilerin esasıdır,özüdür.
  • ARI SÜTÜ:Akne ve Sivilceler: İçinde bulunan sülfür, fosfor, biyotin, B vitamini, yine içeriğindeki diğer enzimlerle birlikte, hormonlarda düzelmeyi sağlıyor ve sivilcelerden kurtulmak kolaylaşıyor. Tamamen doğadan yararlanarak iyileşmek isteyenler için ideal.Saç dökülmesi: kullanılan şampuana yüzde 3-5 oranında katılıp düzenli ve günlük kullanımında saç dökülmesini yüzde 80 oranında azalttığı gözlenmiştir.Ten güzelliği: Ten sağlığına faydalı olan Arı sütü bulunduğu ortamı kurumaktan koruyup nemli tuttuğundan vücut şampuanına katılacak yüzde 1-2 oranında arı sütüyle nemli ve parlak bir cilde sahip olunur.
  • PROPOLİS:Arıların reçine salgılayan ağaçlardan, bitki filiz ve tomurcuklarından toplayarak yaptığı, kovan içini, çatlaklarını, kovan kapısına kurduğu dezenfekte geçişi için sıvama usulü kullandığı maddedir. Antibakteriyal, antiviral, antifungal, antioksidan, antiparazitik özelliklere sahip, yapışkan ve reçine kıvamında sütlü kahve renginde bir maddedir.
  • BAL:Yüzlerce yıldır insanların birçok derdine derman olan harika besin, küçücük bir yaratığın olağanüstü bir düzen içerisinde meydaa getirdiği mucizevi madde... Sanıyoruz ki bal, yukarıdaki tanımlamarı gerçekten hakediyor. Ancak balı bilimsel olarak nasıl tanımlayabiliriz? Yapılan araştırmalara göre bal, bal arıları tarafından çiçeklerden toplanan nektarın ve bazı ağaçlardan elde edilen salgıların, yine bal arıları tarafından işlenmesiyle oluşan tatlı bir besindir.Eskiden baliçerisinde vitamin olmadığı veya çok az bulunduğu düşüncesi hakim iken, son yıllarda yapılan kimyasal ve biyolojik araştırmalar sonucunda; balda çeşitli vitaminlerin bulunduğu tespit edilmiştir. Balda A vitamini bulunmazken, B grubu vitaminler ( B1, B4 ) ile C, E ve K vitaminleri bulunmaktadır. Ballarda çeşitli miktarlarda olmak üzere; tiamin, riboflavin, askorbik asit, piridoksin (B6) pentotenik asit (B5) nikotinik asit (B3) niasin, biyotin ve folik asit belirlenmiştir. Zengin bir besin maddesi olan bal sade olarak alınabildiği gibi ılık su veya sütlede serbet olarak alınabilir. bu şekilde kullanılan bal insanlara fiziksel olarak sağlık ve zindelik getirdiği gibi ruhen de bir mutluluk ve dinginlik verir. 
  •  BALMUMU: Bal ile birlikte en çok bilinen arı ürünüde balmumudur.Bununda kullanıldığı birçok alan vardır ve arıcılar için blmumunun ekonomik maliyeti oldukça yüksektir. Balmumu, formülünü işçi arıların bildiği ve onlarında yuvaları olan petekleri yapmak için kendi vücutlarında hazırlayıp kullandığı bir maddedir.Önce sıvı halade bulunan balmumu havayla temas sonucunda sertleşir. Balmumunun asıl rengi açık, parlak ve beyazdır.Fakat arılar topladıkları polen ve propolisin bir kısmını peteklere depoladıklarından balmumunun rengi sarının değişik tonlarında  da olabilir. Yapılan incelemelerde balmumunun hidrokarbonların, monoesterlerin, hidrosilesterlerin, yağ asitlerinin ve lipidlerin kompleks bir karışımı olduğu görülmüştür, 300'den fazla kimyasal bileşeni vardır. Balmumu, kendisini oluşturan bileşenlerden dolayı arıların olduğu kadar, insanların kullanımı içinde uygundur. Balmumunun en geniş kullanım alanı kozmetik ve buna bağlı sanayilerdir. Burada balmumu çeşitli yüzkremleri ve maskelerin, losyonların, rujların, yağların, dudak koruyucuları ve bunlara benzer maddelerin üretiminde kullanılır. Kozmetik sanayi dışında bir büyük kullanım alanıda mum yapımıdır. Dumansız kendine has kokusuyla, daha uzun süreli yanmasından dolayı en önemli mum hammaddesidir.Bu mumlar hediyelik ve süs eşyası sışında dini amaçlarla kliselerde de kullanılmaktadır. 
  •  http://www.civan.com.tr/yardim-merkezi

ARICI-07

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NOSEMA VE ARI HASTALIKLARINDA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bu yıl sıcak birazda kurak bir sonbahar mevsimi yaşamaktayız.Bunun avantajlarını görmek oldukça güzel.Çünkü;Arılarda yavru çıkarma hızı tüm hızıyla devam ediyor.Arıları iyice sıkıştırarak 4-6 çıta aralığında daralttık.Ayda iki üç kez toz vitamin-sıvı polivit (Çocuk vitamini)  ve antibiyotik  destekli şurub veriyorum. Çünkü;Arılarda nosema ve buna bağlı sindirim sistemi ağırlıklı hastalıklar güz yada erken ilk bahar döneminde kovanın sönmesine yol açar.Arıcı bu hastalığa ''gidip dönmez ''hastalığı adını koymuş.Değerli arıcılar; Bal mevsiminde yada bal hasat edeceğiniz zamanda kimyasal kökenli ve antibiyotik ilaçlar kullanmayınız.Bu tür ürünler,balda kalıntıya yol açar.Sattığınız bal tahlile giripde antibiyotik,yada kimyasal akıntı çıkarsa cezası oldukça ağır olur.15-20.000 gibi cezalara maruz kalabilirsiniz.Ancak,bal mevsiminiz bitmişse arılardan bal hasat etmeyecekseniz,Bu yukarda isimlerini yazdığım ürünlerden 50 kg şeker için 100 gr toz vitamin,2 adet polivit...

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde ...

DEVAM EDİYORUZ...

Değerli dostlar,eskisi kadar çok olmasada, mübelasız sakin arıcılığa devam ediyoruz.Arılarımız sıkıntısız dersek zor... Yabani domuzlar,rahatsız ediyor.Sanki ayılar öğretti,onlara...Değil,iki bacaklı ayılar varya,hastalıklı  mumlu çerçeveleri sağa sola atan,kendisi arıcı olamayan,ama geçinenler...Sağa sola bıraktıkları mumlu çıtaları yemeye alışan domuzlar,Orman içinde çıta kokusunu,arı kokusunu alınca gelip arılıklara zarar veriyorlar.Kovanları deviriyorlar.Kabaklarını burunlarıyla açıyorlar.Arılara zarar veriyorlar.Öyle olunca uyarıcı şeritler çektik.Kovan kapaklarını vidaladık.Şimdilik bir nebze uzaklaştırdık... Bu yıl mevsim çok kurak,sert geçti.Güz yağmurlarını yeni aldık.Ballı,polenli güz bitkileri kışa girerken anca açıyor.Bakalım arılara katkısı,yavru ve bal bakımından olacak mı? Bende beklemedeyim. Artık ağır kovanlardan vaz geçtik.8 çıtalı kovanlarla çalışıyorum.2 yıldır kullanıyorum.Ağaç değil.18 mm kavak kontrasından kendim yaptım.Tabanlarınıda 6 li plastik taban kullan...