Ana içeriğe atla

VARROA


VARRAO JACOBSONİ GUDEMAN (Arı Akarı):







     Bal arısı kolonilerinde 125' e yakın akar türü tespit edilmiştir. Bunların % 8.5 bal arılarında yaşarken %16.5' i hem arılarda hem de bitkilerde yaşamakta, %77.7' si ise silo ve ambar zararlısı olarak bilinmektedir. Arı akarı arıların larva, pupa v erginleri üzerine kan emerek yaşayan tehlikeli bir dış parazit akardır. Hem kapalı yavru gözlerine ve hem de ergin arılarda yaşaması ve ve koloni yaşamına olumsuz etki yaratmaktadır. Bu nedenle bugün bile arıcılığın gündeminde önemli bir türü olmasına rağmen Varrao Jacobsoni Apicerena ve Apismelifera kolonilerinde yaşayabilmektedir. Arı akarının konukçusu olan bal arısı türleri kovanlar içinde yaşayanlardır. Arı akarlarının gerçek konukçusu Hindistan arısı diye bilinen Apiscerena' dır. Uzun yıllardan beri akarları ile birlikte yaşayan Hindistan arısı yetiştirdiği adaptasyonlar ve savunma mekanizmalarıyla parazite karşı kendisini korumaktadır. Koloninin çoğalmasına zarar vermesini önlemektedir. Arı ırkı savunmayı öğrenmiştir.

APİSCERANA:

     Apiscerana, akara karşı oldukça duyarlıdır. Apiscerana kolonisi, kovan içinde temizlik dansı yaparak kovan içindeki arı akarının varlığını diğer arılara haber verirler. Diğer arılar ise dans eden arıyı parazitten temizler. Ayrıca arı akarı Apiscerana işçi arı gözlerinde gelişimini tamamlayamamakta ve sadece erkeke arı gözlerinde üreyebilmektedir. Apismelifera' da ilk defa 1958' de Güney Çin' de fark edilmiştir. 1960' lardan itibaren bu akar çok geniş bir alana yayılarak dünya arıcılığını tehdit eden bir sorun haline gelmiştir.

     Yurdumuzdaki araştırmalar bu zararlının Bulgaristan üzerinde 1976 yılından itibaren doğal yollar ile Trakya' ya geçtiği bu bölgeye giden Ege Bölgesi arılarının bu zararlıyı aldığı ve taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır.

AKARIN VÜCUT YAPISI:

     Ergin yaştaki dişi arı akarı kahverengi ve ya koyu kahverengi olup vücut enlemesine kitin tabakası ile kaplıdır. Vücut sırt karın yönünden basık olup sırt kısmı hafif dış bükedir. Enlemesine oval şekildedir. Üstten bakıldığında sert sırt kabuğu vücudu önemli ölçüde kaplar. Ergin dişiler 1.1 ve 1.2 milim uzunluğunda ve 1.5-1.6 mm. Vücudu 15-20 mikron uzunluğunda olan birbirine paralel kıllar ile kaplı olan kıllar ile kaplıdır.6 parçalı 4 çift çok güçlü bacağa sahiptir. Birinci çift bacaklar anten görevi görür. Ön bacaklar üzerinde bir dizi duyu organı bulunur. Vücut şekli bal arısına kolayca tutunacak yapıdadır. Çok iyi gelişmiş bir trake sistemine sahiptir. Solunumu sağlayan solunum sistemi, akarın değişik gaz yoğunluklarında yaşavabilmesi için çok iyi gelişmiştir. Nitekim kapalı gözlerde ki hava CO2 iken ve uçan arı gözlerindeki bol oksijen ortamında da rahatlıkla yaşayabilir. Delici ve emici bir ağız yapısına sahiptir. Ağız parçaları üzerinde ileri doğru uzanmış birkaç çengelli küçük iğne şeklindeki çıkıntıları ile larva pupa kolayca tutunabilmektedir. Anüs valfi yoktur. Anüs iki kılla kapatılır, sindirim artıklarının pupa ile dar kısma bırakır. Erginleri dişilerden daha küçük olup büyüklüğü 0.8-0.97 ve 0.93 beyaz, gri, sarımtırak renktedir. Eklemler daha yumuşak kitinden yapılmıştır.

Not:Yazı http://www.ardahanaricilik.gov.tr/altkatac.asp?ds=381&kat=36 adresinden alıntıdır.
ARICI-07

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ARI ISLAHI NASIL YAPILIR

ARICI-07 A G Arı ıslahı ve seleksiyon GENLERİN ETKİSİ Genlerin 2 türlü etkisi vardır. 1-Toplamalı gen etkisi 2-Toplamalı olmayan gen etkisi a)Dominas etkisi b)Epistasi etkisi gibi a)Dominas etkisi:Aynı fokustaki genlerin birbirine etkisidir. b)Epistasi:Farklı fokustaki genlerin birbirine etkisidir.ıslahta daha çok toplamalı etkilerden yaralanırız. BAL ARILARINDA ISLAH KONUSU ÖZELLİKLERİ 1-Yüksek bal,polen,süt,propolis,mum ve zehir verimi 2-Sakin davranışı 3-Hastalık ve haşarelere dayanıklılık 4-Isı değişikliliklerine dayanıklılık 5-Az oğul verme eğilimi 6-Yüksek döl verimi kabiliyeti 7-Bulunduğu bölgeye kolay adapkasyon DAMIZLIK SEÇMEDE FENOTİPİN ÖNEMİ Fenotip:ölçülerek katılarak gözlenerek belirlenebilen özelliktir.Örnek;10 kg bal verimi,6km uzaklığa uçabilme yeteneği,sarı halka genişliği,siyah keçe kuşak genişliği gibi Damızlık seçer iken fenotip veriler bizim işimizi kolaylaştırır.Örnek;10 kg bal verimli yerine 20 kg bal verimliliği tercih ediniz.Kısa hortum

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde özellikle Avrupa Birliği

ARI SOKMASI VE KORUYUCU TEDBİRLER...

  Arı sokması sokulan bölgede görülen lokal reaksiyon ile vücutda görülen genel reaksiyon olmak üzere ikiye ayrılır.Lokal reaksiyonda arının soktuğu bölgede kızarıklık veya şişlik oluşur.Buna bağlı kaşınma ortaya çıkabilir.Genel reaksiyonda ise vücudun tümü üzerinde genel bir tepki reaksiyonu ortaya çıkar.Bu sırada;solunum güçlüğü,karın ağrısı,kusma çarpıntı ve baygınlık olabilir.Boğaz kaslarının gerilmesi ile solunum zorluğu oluşabilir.Hatda hasta boğulabilir..Bu olaya''Anaflaksi'' denir.Diğer bir deyişle ''anaflaktik şok'' adıda verilir. Arı sokması sokulan yerin şişmesine neden olur. Bu da insana acı verir ve sinirli yapar. Sokan arıların çokluğuna göre, miskinlik, başağrısı, titreme, kaşıntı gibi reaksiyonlar da görülebilir.   Arı zehirinin kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Bu zehir kokusunun yayılması diğer arıları da hırçınlaştırır. Eğer bir arı soktuğunda gerekli önlemler alınmazsa, aynı yerden başka arılar da sokmaya çalışır. Onun için