Ana içeriğe atla

ARILARLA YAYLADAYIM...



 2011 Yayla sezonunu geçde olsa açtık.Arıları toplam iki seferde yaylaya  götürdük.Bu işi pazartesi ve perşembe günü olmak üzere iki günde yaptım.Sakarlıklarda bu arada hep yanımdaydı.Ayağıma arıların altına koyduğum paletlerin birinden çivi çakıldı.Tetanoz iğnesinide bugün vurdurdum...
 Yaylaya bahar yeni geliyor gibi...Ancak havalarda pek düzgün değil.Yayladaki temel olumsuzluklardan birisi olarak esen deli rüzgarı gördüm...Çok rüzgarlı yayla.Arıların uçuşunu  olumsuz olarak etkiliyor gibi gördüm.
 Bu yıl yaşadığım sakarlıklar bir hayli çoktu...Araştırıp,okuyup,sorup öğrendikçe hatamızı azaltacak yerine sebebini bilemediğim etkenlerden dolayıda sıkıntılar yaşıyorum.Mayıs ayının başında arılığın tüm analarını yenilemek üzere temel ana üretme çalışmasını başlattım.Ana memelereinide tutturdum.4 gün öncedende kovanlardan anaları çektim.Kovanlar meme yapmaya başladığında transfer memelerini taktım.Kovanların yarısından çoğu verdiğim memeleri kabul etmeyerek  temizledi...Halbuki 2- 3 yıl önce bölme yaptığım gün verdiğim memeler kabul edilmişti...Bu işi anlamış değilim inanın...
                                PAPATYA
Bundan dolayıda  çoğu kovanlar  ana arılarını kendileri çıkardı...Tabiki bu oluşan olumsuzluk da arılığın gelişimini etkiledi...Kovanların büyük çoğunluğu cüce kaldı...Ama yaylada mükemmel bir bahar,bol çiçek var.İnşallah bu zaman kaybını telafi ederim.Bu işi becermem içinde gün dönümüne kadar nektar akışı başlayana kadar destek vermek gerekiyor...
 Arılıkı çevresi kıpkırmızı lalelerle dolu..Laleler yeni açtılar,açmayada devam edecekler...
 Bu aralar yaylaya yağmur geçişleride iyi..Havalar hergün öğleden sonra gök gürültülü yağışlı...Tabi bu yağış nektarıda yıkamakda..
 Ama,arıların polen sıkıntısı hiç yok....Stokları sanki kışa bile yetecek gibi  görünüyor...Ama fazla polende peteklerde yumurta alanlarının daralmasına sebeb olmakda...Bu olumsuzluğu açmanın yollarından birisi polenli kovaanla çalışıp fazla poleni kazanca dönüştürmek...Ama benim kovanlar polen tuzaksız...
 Bu resimleri çekmek için bir çabam olmadı...Çünkü:baktığım deklanşöre bastığım her fotoğraf aynı...Dileğim baharın yaylada gün dönümü olan 21 haziranı böyle geçmesi...25 Haziran gibi geveğen çiçekleri açmaya başlayınca harika ve yüksek kaliteli bal için nektar akışıda başlar...Benim gönlüm böyle istiyor...
 Bizim bağ  ve bahçeler hep böyle lale bahçelerine dönüşmüş gibi...
 Bu çiçek ve otların arasında yürümek cesaret istiyor...Hele birde benim gibi yılandan korkarsanız işiniz bir hayli zor olacaktır...
 Çiçekler sanki arıları ve böcekleri kendilerine çekebilmek döllenerek  tohum oluşturmak için yarışır gibiler..
  Burasıda evin arka bahçesi...Acaba biz insanlar tarımsal bitkilerede  dokunmasak,kendi hallerine bıraksak böyle verimli olurlarmı?Tabiki olmayacaktır....
Günlüğümüze böylece 2011 yayla arılığınıda ekledik...

ARICI-07

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NOSEMA VE ARI HASTALIKLARINDA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bu yıl sıcak birazda kurak bir sonbahar mevsimi yaşamaktayız.Bunun avantajlarını görmek oldukça güzel.Çünkü;Arılarda yavru çıkarma hızı tüm hızıyla devam ediyor.Arıları iyice sıkıştırarak 4-6 çıta aralığında daralttık.Ayda iki üç kez toz vitamin-sıvı polivit (Çocuk vitamini)  ve antibiyotik  destekli şurub veriyorum. Çünkü;Arılarda nosema ve buna bağlı sindirim sistemi ağırlıklı hastalıklar güz yada erken ilk bahar döneminde kovanın sönmesine yol açar.Arıcı bu hastalığa ''gidip dönmez ''hastalığı adını koymuş.Değerli arıcılar; Bal mevsiminde yada bal hasat edeceğiniz zamanda kimyasal kökenli ve antibiyotik ilaçlar kullanmayınız.Bu tür ürünler,balda kalıntıya yol açar.Sattığınız bal tahlile giripde antibiyotik,yada kimyasal akıntı çıkarsa cezası oldukça ağır olur.15-20.000 gibi cezalara maruz kalabilirsiniz.Ancak,bal mevsiminiz bitmişse arılardan bal hasat etmeyecekseniz,Bu yukarda isimlerini yazdığım ürünlerden 50 kg şeker için 100 gr toz vitamin,2 adet polivit...

ORGANİK VARROA MÜCADELESİ

Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir.  Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere  geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).   Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa  ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik,  okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde ...

DEVAM EDİYORUZ...

Değerli dostlar,eskisi kadar çok olmasada, mübelasız sakin arıcılığa devam ediyoruz.Arılarımız sıkıntısız dersek zor... Yabani domuzlar,rahatsız ediyor.Sanki ayılar öğretti,onlara...Değil,iki bacaklı ayılar varya,hastalıklı  mumlu çerçeveleri sağa sola atan,kendisi arıcı olamayan,ama geçinenler...Sağa sola bıraktıkları mumlu çıtaları yemeye alışan domuzlar,Orman içinde çıta kokusunu,arı kokusunu alınca gelip arılıklara zarar veriyorlar.Kovanları deviriyorlar.Kabaklarını burunlarıyla açıyorlar.Arılara zarar veriyorlar.Öyle olunca uyarıcı şeritler çektik.Kovan kapaklarını vidaladık.Şimdilik bir nebze uzaklaştırdık... Bu yıl mevsim çok kurak,sert geçti.Güz yağmurlarını yeni aldık.Ballı,polenli güz bitkileri kışa girerken anca açıyor.Bakalım arılara katkısı,yavru ve bal bakımından olacak mı? Bende beklemedeyim. Artık ağır kovanlardan vaz geçtik.8 çıtalı kovanlarla çalışıyorum.2 yıldır kullanıyorum.Ağaç değil.18 mm kavak kontrasından kendim yaptım.Tabanlarınıda 6 li plastik taban kullan...